Nerdeyim ben?
Burası neresi?
Daha önce böyle bir yer görmemiştim.
Çok sessiz.
Neden bu kadar sessiz?
İyi de buraya nasıl geldim?
Yoksa rüyada falan mıyım?
Evet, galiba rüyadayım. Çünkü burası dünyaya hiç benzemiyor.
O zaman kalkmalıyım.
Bu kafama çarpan şey de ne?
Bu koku?
Toprak kokusu mu?
Evet, bu toprak. Toprak bu.
Allah'ım!
Yoksa ben..
Hayır ya, değildir. Pat diye, bir anda olmaz herhalde..
Bi dakika.. Yoksa, ben öldüm mü?
Öldüm mü ben?
Ama biraz önce hayattaydım.
Bu çok gerçekçi bir rüya gibi.
Kalkmam lazım.
Allah'ım! Bu insanlar da ne böyle?
Hiç bu kadar insanı bir arada görmemiştim.
Neden bu kadar kalabalık?
Neden herkes o yana bu yana koşuşturuyor?
Çığlıklar başladı.
Ben ölmüş olamam, daha yapacak bir sürü planım vardı.
Yaz için vücudumu güzelleştirmiştim.
Yurt dışına çıkıp dünyayı gezecektim.
Sevgilimle bile vedalaşamadım.
Allah'ım, kimseyle vedalaşamadım!
Ölüm çok ani imiş. Çok zamansız imiş.
Ama korkmama gerek yok, çünkü ben Müslümanım.
Günde beş vakit namazımı kıldım, her Ramazan'da orucumu tuttum. Sadaka, fitre ve zekatımı da verdim.
Kimseye de bir zararım dokunmadı. Kendi halimde, güzel bir hayat yaşadım.
Zaten namaz kılmam süper değil mi?
Hele bir de tutmayan o kadar insan içinde oruç tutmam..
Mmmmmm...
Namaz, oruç, zekat ve güzel bir hayat. Ben cennetliğim.
Sanırım bunlar sorgu melekleri.
Çok heyecanlıyım.
-Rabbin kim?
-Benim Rabbim Allah'tır.
-Dinin ne?
-Benim dinim İslam'dır.
-Hangi peygamberin ümmetindensin?
-Hz. Muhammed S.a.v. 'in ümmetindenim.
-Kitabın nedir?
-Benim kitabım Kur'an-ı Kerim'dir.
..........
-Peki Allah için neye gayret ettin? Allah için gayretin nedir?
-Namaz kıldım, oruç tuttum, zekat, sadaka verdim.
-Peki Müslüman kardeşlerin için ne yaptın?
-Ne?
-Allah için cihad ettin mi?
(cihad, cehd kökünden gelir ve gayret manasına gelir)
-Ben...
-Sen namaz kıldın, oruç tuttun, zekat ve sadaka verdin. Fakat Allah için hiç cihad etmedin öyle mi?
- Ama ben...
-Zalimler Müslüman kardeşlerinin ırzlarına geçerken, onları işkence ederek öldürürken, vatanlarından kovarken, tüm rızklarını sömürüp, onları açlığa mahkum edip öldürürken ve onlar sizden, Müslüman kardeşlerinden yardım beklerken, sizden gelecek bir kıvılcımı beklerken sen ne yaptın?
peki bu küçük kız için? |
-Biz size Kur'an'da açıkça ''bölünmeyin'' diye emretmedik mi? O halde neden hepiniz ırklara bölündünüz de, sizden uzakta kalan kardeşlerinizi unuttunuz. Eğer siz bölünüp, onları unutmamış olsa idiniz, zalimler size saldırmaya asla cesaret edemeyeceklerdi.
-Ama ben ne yapabilirdim ki? Ben ibadetlerimi yaptım.
-Sen cennete girmenin yolunu yalnızca ibadet etmek mi sandın? Allah'ın, alınlarını secdeden kaldırmayan, fakat sadece kendileri için bir şeyler yapan, kendilerine Müslüman olan o ibadet edenleri nasıl helak ettiğini bilmez misin?
-....
-O zalimler kardeşlerinize zulmettikçe, siz onları sevdiniz. Onların yemeklerini yediniz, içeceklerini içtiniz, onlar gibi giyindiniz, onları izlediniz, onlar gibi düşündünüz, onlar gibi göründünüz. Onların yasalarını Allah'ın yasalarına tercih ettiniz.
Siz onları sevdiniz.
Ve tüm bunlara karşılık ''ben namaz kıldım'' diyerek kendinizi savunur duruma geldiniz.
Siz, Allah rızasına giden yolu, yalnızca ibadet zannettiniz. Ama ne acıdır ki, şüphesiz yanılgı içindesiniz.
-....
-Zalimler Filistin'de, Gazze'de, Çeçenistan'da, Bosna'da, Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da kardeşlerinizin üzerlerine saldırırlarken, sen ne yaptın, siz ne yaptınız? En azından kalbinizle buğz edip, gözyaşı döktünüz mü? Yoksa ''onlar başka milletten'' diye yüz mü çevirdiniz?
-Yalnızca bir mazlum çocuk öldürüldü diye, bütün dünyayı yakmak istediniz mi?
-.....
-Onların dertleriyle dertlenmedikçe, acıları sizin yüreğinizi yangın gibi yakmadıkça, gözlerinizden yaşlar damlamadııkça kendinize nasıl Müslümanlar dediniz?
-Yoksa onlar o acıları çekerken sizler partilerle, eğlencelerle mi meşgul oldunuz? Kalbiniz gerçekten kardeşlerinize ağlamadı mı? Sesinizi bile yükseltmediniz mi? Televizyondaki duygusal sahnelere ağlayan gözleriniz, kardeşlerinize yapılanlar karşısında sustu mu?
-Peki beynin tüm bunları bildiği, gözlerin tüm bunları gördüğü, kulakların tüm bunları duyduğu halde, vicdanın buna nasıl sessiz kalabildi? Cevap ver ey namaz kılıp oruç tutarak cennette yer ayırdığını sanan Müslüman! Allah'ın huzurundasın. Şu gördüklerin de Allah için her şeylerini feda edenlerdir. Şüphesiz sen onlardan olmadın.
-İnsanları Allah'ın yoluna davet ettin mi?
-Hayır. Ben sadece ibadet ettim.
-Arkadaşını maça, partiye davet ettin ama, Allah'ın yoluna davet etmedin mi?
-Hayır.
-Şu halde kendine neyi layık görürsün?
-.......
-Unutma ki Allah her şeyi hakkıyla gören ve bilendir. Adalet sahibidir. Allah için yapılan en güzel ibadet, onun için bir şeyler feda etmektir. Bir şeylerden vazgeçmektir. Vefadır. Sadakattir. Cihaddır. İstediklerini Allah için istemek, sakındıklarını Allah için sakınmaktır.
İşte amel defterin....